ATATÜRK VE ÜLKÜ (I.BÖLÜM)

Bu çalışmada Atatürk’ün Ülkü’yü evlat edinmesini, Ülkü ile hayat serüvenini, Türk milletine Ülkü ile vermek istediği mesajı inceleyeceğiz.
Mustafa Kemal Atatürk soyadını aldıktan sonra Ülkü’yü evlat edindi.
Ülkü’yü daha görmeden ona bu görkemli ismi vermesi ve onu bir evlat gibi algılaması önemlidir.
Ülkü, Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın yanında çalışan Vasfiye isimli bir kadının kızıydı. Zübeyde Hanım ölünce Vasfiye, Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım’ın yanında kalmıştı. Bir gün ansızın evi terketmişti.
1930’da bir gün Dolmabahçe Sarayı’nda ortaya çıkıp Mustafa Kemal’in yaverlerine acıklı hikayesini anlatması ilginçtir ancak bu konuya diğer bölümlerde yer vereceğim.
Vasfiye Hanım, Makbule Hanım’ı terkettikten sonra evlenmişti. Ancak kocasının bir karısı daha olduğunu kendisinin bir kuma durumuna düştüğünü öğrenince üzülmüştü. Vasfiye için günler kederle geçmekteydi.
Mustafa Kemal Vasfiye’nin döndüğünü duymuştu. Cumhurbaşkanlığı köşkünde iş verdi. Vasfiye yardımcı personellerin arasına katıldı ve bir zaman sonra tekrar evlendi.
Atatürk Vasfiye’nin bir kızı olduğunu öğrenince bebeğe Ülkü isminin verilmesini emretti. Küçük kızı ilk kez iki aylıkken gördü ve ondan çok hoşlandı. Ülkü bir buçuk yaşındayken bir İstanbul gezisi sırasında Atatürk Ülkü’nün kendisine getirilmesini istedi ve o günden sonra da Ülkü’yü her
yere beraberinde götürmeye başladı.
Bilindiği gibi, Atatürk ömrünün son yıllarını yaşıyordu.
Atatürk’ün O, yıllar iki Ülküsü vardı. Atatürk yeni Türkiye kimliğinin ülküleştirilmiş ve modernleştirilmiş bir sistem olarak ilelebet yaşamasını istiyor ve buna çaba sarfediyordu.
Atatürk’ün kendi yaratıcılığı ile geliştirdiği Türk kimliği, küçük Ülkü ile olan ilişkisine yansımıştı. Ülkü’yü Türk kimliğinin etten kemikten bir
simgesi olarak görmüştü. Ülkü’nün nasıl yetiştirileceği üzerine bir yöntem geliştirmişti. Ülkü’de, öteki evlatlık kızlarından da istediği gibi, yas tutma ve
ağlama olmayacaktı. Çünkü Atatürk çocukların ağlamasını üzülmesini hiç istemiyordu.
Julien Bryan isimli bir Amerikalı yapımcı Atatürk ve küçük Ülkü’nün beraber oynarlarken filmlerini çekti. Bu filmler Amerika’ya gönderildi ve Türkiye’ye gelecek Amerikan diplomatlarına ve eşlerine gösterildi. Böylece Türkiye’ye gelecek bu kişilere yeni Türkler’in nasıl insanlar olduğu ve onların kimliğinin eski Osmanlı kimliğinden nasıl farklı olduğu hakkında bir fikir verebilecekti.
Bu filmlerin o zamanki Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı olan Franklin D. Roosevelt’te seyretmişti. Bir defasında Roosevelt aldığı posta pullan için Atatürk’ e bir teşekkür mektubu gönderdiğinde Türkiye’nin Cumhurbaşkanı’nı Ülkü ile oynarken gösteren filmleri seyretmekten hoşnutluk duyduğunu yazdı.
H.R.Özgenel Arş. TT.A.A.0091823/000023/A3
huseyinozgenel@gmail.com

Yorumlar

Popüler Yayınlar