SAVARONA YATININ HÜZÜNLÜ HİKAYESİ (1.Bölüm)

Birinci bölümde Dahi Lider Atatürk'ün yatı Savarona'nın Türkiye'ye getiriliş öyküsünü kısaca aktaralım.

Cumhurbaşkanlığı makamına layık bir yat yaptırılması hükümetçe kararlaştırılmıştı. Bir heyetimiz
Almanya’da Krupp fabrikaları ile müzakerede bulunuyor “güneş-dil” adı verilecek yatın planlarını hazırlamak üzereyken
dünyaca ünlü Savarona yatının satışa çıkarıldığı duyuluyor. Atatürk’ün hastalığı düşünülerek, sipariş edilecek yatın inşa
edilebilmesi için geçecek uzun müddet göz önüne alındığından Savarona’ya talip olunuyor.Yat Amerika’nın en büyük petrol
krallarından birinin kızı Bayan Richard M. Cadwalader tarafından yaptırılmıştı. 29 Temmuz 1930 günü törenle murgası
Hamburg Blohm Und Voss tezgahlarında kızağa konulmuş. 28 Şubat 1931 yılında törenle denize indirilmişti. 136 metre uzunluğunda
16 metre genişliğinde ve 6310 ton ağırlığında olan yat o zamanın parasıyla 10.400.000 dolara mal olmuştu.Savarona yatı
Almanya’da yapıldığı için maliyetine varan gümrük vergisi ödemek icap ettiğinden Amerika’ya gidemiyordu. Gemi denize
indirildiği 1931 yılında 1937 yılına kadar geçen zaman içinde yaptığı iki dünya turu boyunca hep Panama bandırması
altında dolaşmak zorunda kaldı. Sonunda çaresiz kalan Bayan Cadwalader, yatını önce Hamburg’da sonra da Southampton’da
satılığa çıkarmak zorunda kalır. Türk heyetinin Savarona’ya talip olması üzerine Krupp firması da harekete geçer. Bir şaheser olan
yatı satın almak,hem de müşterisini kaçırmak istemiyordu. Krupp’un harekete geçmesi Alman hükümetinin Savarona’yı haciz etmesi ile
neticelenir. Bu durumda Savarona’yı Türk Hükümeti’nin alma imkanı kalmaz.
Lakin haciz olayı Almanya ile Amerika arasında siyasi bir olaya sebebiyet verir. Atatürk’e büyük sempatisi olan Amerikan Cumhurbaşkanı F. Rossevelt’in
gönlü Savarona’yı Türkiye’nin almasından yanadır. Nitekim, o günlerde Newyork limanına giren bir Alman transatlantiğine Savarona’nın
karşılığı olarak haciz konulacağını bildirmesi üzerine; Almanya bizzat Hitler’in özel talimatı üzerine yatın üzerindeki haczi kaldırmak zorunda kalır
ve yat 1 Mart 1938 günü 1.250.000 TL’sine Türk Hükümetince satın alınır.Satış işlemlerinin Almanya’da yapılması uygun görülmediğinden gemi
20 Mart 1938 günü İngiltere’nin Southampton limanına getirilmiş 24 Mart 1938 günü törenle Türk Bayrağı çekilmiştir. Törende Londra Büyükelçimiz Fethi
Okyar, Cumhurbaşkanlığı Umumi katibi Hasan Rıza Soyak,Londra Deniz Ataşemiz, İktisat Vekaleti Deniz ve Hava Müsteşarı Sadullah Güney,
İş Bankası Umumi Müdürü Muammer Eris, Etibank Umumi İlhami Nafiz Pamir hazır bulunurlar.
Savarona artık Cumhurbaşkanlığı yatı olarak kullanılacaktır. Süvarisi Sait Özege ve Türkiye’den gelen 45 kişilik mürettebatına Türkiye’ye götürülmesi
için teslim edilen gemi bazı tadilatlar için Kaptan Sait Özege idaresinde 12 Nisan 1938 tarihinde Southampton’dan Hamburg’a intikal etmiş
inşa edildiği tersanede bakımı ve onarımı yapılan gemi 22 Mayıs 1938 tarihinde İstanbul’a hareket eder. 1 Haziran 1938 günü saat 06.30 da Florya’ya
demirleyen Savarona aynı gün saat 12:30 de hareket ederek saat 13:45 de Dolmabahçe önüne gelir. Atatürk aynı gün refakatlerinde: Başbakan
Celal Bayar, Umumi Katip Hasan Rıza Soyak Başyaver,Umumi Katip Hasan Rıza Soyak Başyaver,Milletvekillerinden Kılıç Ali ile Cevat Abbas Gürer, Salih
Bozok, İstanbul Valisi Muhiddin Üstündağ olduğu halde Acar Motoru ile saat 15:30 da Savarona yatına gelir. Atatürk yatı çok beğenir.
“Ne olurdu bu elimize birkaç sene evvel geçmiş olsaydı” der. Atatürk yatın gelmesini sabırsızlıkla beklemiş “Şu yat gelse de ölmeden bir binsek “ demiştir.
Hasta ve halsiz oluşuna bakmadan görülmesi gerekli olan her yanını gezip dolaşır, ince ayrıntılarına kadar inceler.Atatürk 25 Temmuz 1938 gününe kadar
yatta kalacaktır.Yaz sıcağı suyun üstünde hareketsiz duran teknenin saçlarını bir makine dairesinin içi gibi kızıştırmıştı. Bu O’nun hastalığına
bir azap daha katıyordu:“Artık beni buradan kıyıya çıkarın!” diyecek kadar bile dermanı kalmamıştı! Sadece, gözleri ile işaret ediyordu…
Rahatsızlığı artacak ve o gece, onu saat 1.00 de Dolmabahçe’ye getireceklerdi.Atatürk, yatta kaldığı günlerde Marmara’da muhtelif geziler yapmıştır.
9 Temmuz 1938 günü Bakanlar Kurulu Savarona’da toplanmış ve bu toplantı Atatürk’ün Bakanlar Kuruluna başkanlık yaptığı son toplantı olacaktır.
Atatürk, geminin yardımcı kuvvet ve elektrik devrelerini besleyen makinelerin gürültü ve sarsıntısından rahatsız olduğundan Savarona Dolmabahçe
önünde demirlediği zaman bordasına denizaltı gemisi gönderilerek bataryalarından cereyan alınmıştır.Atatürk’ü Varşova dönüşü yatta ziyaret eden
General Fahrettin Altay’a Atatürk Savarona’nın ne anlama geldiğini sorar: Fahrettin Altay göllerde yaşayan uzun boylu bir kuş olduğunu söyleyince de
gülümsemeye çalışarak, “arkadaşlar vapura Savarona dediler, hastalığı savan bir gemi demekmiş” demişti. Çok ağır bir dönemde bile şakayı elden
bırakmamış adeta hastalığıyla alay eder bir tavır takınmıştır.Sava, rivayete göre Atlantik’te yaşadığına inanılan bir efsane kuşudur: Rona da bayan
Cadwalader’in genç kızlık soyadıdır,ikisini birleştirince ortaya Savarona gibi hiçbir sözlükte yer almayan bir sözcük ortaya çıkmıştır.
Gemiyi Türkiye satın aldığında Bayan Cadwalader’in geminin isminin değiştirilmemesini rica ettiği, hatta şart koştuğu söylenir.
Savarona, Atatürk’ün hastane gemisi olmuştur.Şükrü Kaya’ya bir gün, “bu yat alınırken çocuklar gibi sevinmiştim bana hastane size de karantina oldu” demiştir.
Türk milleti için devrimlere imza atan,yokluk içinde olan bir milleti medeniyete taşıyan,Türk yurdu Türklerin dir diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü
onun milleti için feda ettiği hayatını yazmaya devam edeceğim.Ülkesi uğruna hayatlarını feda edenlere binlerce Savarona helal olsun !

Yorumlar

Popüler Yayınlar