Şeyh Meknun Türbesi (arşiv çalışması)

Tokat-Turhal yolu üzerinde Yeşilırmak Nehri kıyısında, Yeşilırmak (Hıdırlık) Köprüsü yakınında Şeyh Meknun (Açıkbaş) Zaviyesi ve Türbesi vardır.

Kitabesi günümüze ulaşmamış olan söz konusu yapının inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 13. yüzyılın son çeyreğinde Mesut bin Keykavus tarafından imaret olarak inşa ettirildiği tahmin edilmektedir.

Şeyh Meknun (Açıkbaş) Zaviye ve Türbesi adıyla bilinen yapı, Yeşilırmak’ın sol sahilinde, düz bir alan üzerinde yer almakta olup, Yeşilırmak ile Tokat-Erzincan karayolu arasındaki yeşil alan ile çevrilidir

Yapı, 1980 yılı başlarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek bugünkü yapısına kavuşturulmuş ve Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 14.09.1984/379 sayılı kararıyla tescil edilerek korunması gerekli taşınmaz kültür varlıkları arasına alınmıştır.

Bilimsel literatür incelemelerinde, Şeyh Meknun (Açıkbaş) Zaviyesi ve Türbesi’nden ilk olarak, kendini Türk mimarisine adayan Fransız mimar ve arkeolog Albert Gabriel söz eder.

Gabriel, Evliya Çelebi’nin Bektaşî tekkeleri arasında saydığı Açıkbaş Tekkesi’nden yola çıkarak yapıyı “Açıkbaş Türbesi” olarak adlandırmış ve planını çıkardığı yapının 13. yüzyılda inşa edilmiş olabileceği yönünde tahminde bulunmuştur.

Şeyh Meknun (Açıkbaş) Zaviye ve Türbesi üzerine günümüze kadar yapılmış iki müstakil çalışma bulunmaktadır. Bunlardan ilki,

yapıyı mimari açıdan ele alan ve M. de Carcara dec tarafından Fransızca olarak yayınlanmış olan çalışmadır.

Bir diğer çalışma iseSanat Tarihçisi Beyhan Karamağralı’nın türbe içerisinde yer alan süslemelerden (sigraffito) hareketle, yapının inşa edildiği dönem ve inanç bağları hakkında çıkarımlar yaptığı çalışmasıdır.

Yapının, içerisindeki Şeyh Şihabüddin Sühreverdi’nin mezar motifi ve geyik figürleri gibi süslemelerden hareketle “Alevi-Sünni akidelere uyan kimselerin toplandıkları bir yapı olduğunu ve Sühreverdiliğin bu tarihlerde geniş bir alanda yayıldığını, türbe ve zaviyenin de bu tarikata mensup kişilerce kullanıldığını” belirtmiştir.

Evliya Çelebi’nin seyahatnamesinde varlığından bahsettiği ve Hıdırlık mevkiinde yer alan tekkelerden Açıkbaş Tekkesi, Hıdırlık Tekkesi, Kömsek Baba Tekkesi ve Şeyh Bek Dûd Baba tekkelerinin Meknun Zaviyesi’ne benzediğini, özellikle Evliya Çelebi’nin Tokat’taki ziyaretgâhlar arasında adını zikrettiği Şeyh Bek Dûd Baba tekkesinin, Tokat’ta Cisr-i Kebir yanında yer alan ve içinde türbe bulunan tek yapı olması nedeniyle Zaviye-i Meknun olabileceğini belirtmiştir.

Ayrıca Evliya Çelebi’nin Tokat’ta Cisr-i Kebir yanında Açıkbaş Tekkesi olarak bahsettiği Bektaşi tekkesi ile yine Cisr-i Kebir yanındaki Haydarhane Zaviyesi’nin aynı yapılar olabileceği yönünde görüş bildirmiştir.

Şeyh Meknun (Açıkbaş) Zaviyesi ve Türbesi hakkında yapılan çalışmalara genel olarak bakıldığında,sanat tarihi ve mimarlık alanlarında yapılan çalışmaların ağırlıkta olduğu ve daha çok yapının inşa tarihi, planı ve inşa tekniği gibi konuların öne çıktığı görülmektedir.

ARŞİV BELGELERİ KAYITLARI İNCELENDİĞİNDE:

İlgili arşivlerin muhtelif fonları üzerinde yaptığımız araştırmalar neticesinde, ulaşabildiğimiz en erken tarihli belge H. 859 (M. 1455) tarihli tahrir defteri kaydıdır

1576 tarihli son tahrir kaydından yaklaşık seksen yıl sonra 1656 yılında Tokat’a gelmiş olan Evliya Çelebi, Tokat’ta bulunan tekkeler Bektaşî tekkelerinden olduğunu belirttiği Açıkbaş Tekkesi’ni de saymış ve bu tekkenin Hacı Bektaş Velî’nin Anadolu’ya geldiği ilk zamanlardan beri var olduğunu ve ziyaretçilerine bol bol yiyecek ikram ettiğini ifade etmiştir

Evliya Çelebi’nin Cisr başında bir tekke diye nitelendirdiği tekkenin, günümüzde de Hıdırlık Köprüsü yanında bulunmakta olan Açıkbaş Tekkesi olduğu muhakkaktır

Yorumlar

Popüler Yayınlar