ATATÜRK VE KLARA

Kurtuluş Savaşı'nın izleri henüz silinmemiş Başkomutan Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Türk yurdu düşman işgalinden kurtulmuş savaşın getirdiği ekonomik ve sosyal sıkıntılar daha yeni yeni görülmeye başlanmıştır.

Yeni Türkiye'nin kurulmasına başlanmış, bir çok sıkıntı acilen ele alınmıştır. Bu şahlanış ve ayağa kalkış dünya ülkeleri tarafından ilgi ve merakla izlenmeye başlanmıştır. Yeni Türkiye'nin bu gelişimini izleyen yabancı bilim adamları arasında Macaristan'da vardır.

Macaristan ile Lozan Antlaşması yürürlüğe girdikten hemen sonra iyi ilişkiler ve karşılıklı işbirliği kurmuş, Türkiye’ye gelen Macar uzmanlar her alanda yeniden yapılanmaya katkıda bulunmuşlardır. Atatürk’ün Ankara’da yeşil alanlar, parklar oluşturması için görevlendirdiği Máthe János da anılarında Atatürk’le görüşmesi sırasında Atatürk’ün Ankara’da çok Macar uzman olduğunu, Macarları tanıdığını ve sevdiğini belirttiğini nakletmektedir.

Yeni Türkiye'nin kuruluş yılları ..

Türkiye ye gelen Macar uzmanlardan biri de György János.

I.Dünya Savaşından sonraki yıllarda Macaristan’da baş gösteren ekonomik sıkıntı ve işsizlik nedeniyle üniversiteyi bitiren, genç makine mühendisi György János eşiyle beraber çalışmak için Türkiye'ye gelir. Adana’da açılan teknik okul için mühendis ve aynı zamanda öğretmen ihtiyacı evli genç çifti bu şehre yönlendirir.1924 yılında Adana’ya gelirler. Aradan 5 yıl geçer. 1930 yılında küçük Klara Adana’da bir Amerikan Hastanesinde dünyaya gelir. Daha sonra Tarsus’ta St.Paul Kilisesinde vaftiz edilir. Babası artık geri dönmeyi düşünüyordur. Çünkü çalıştığı okul epey gelişmiş, öğrenciler ilerleme kaydetmişlerdir.

Atatürk daha önce beş kez geldiği Adana’ya 16 Şubat 1931 yılında tekrar gelir. Teknik okula da uğrar. Bu ziyaret sırasında Klara’nın anne ve babası da Atatürk’ü karşılayanlar arasındadır. Bütün okulu ve okulun atölyesini gezer. Öğrencilere sorular sorar. Aldığı cevaplar onu memnun eder. Öğrencilerin yetişmesinde emeği geçen György János ile tanışır. György János’un geri dönme isteğini kabul etmez. György János beş yıllık imzaladığı sürenin dolduğunu ve artık ülkesine geri dönmek istediklerini söyleyince

Atatürk:
___ “Bay János siz hanımınızla ve bebeğinizle Ankara’ya benim çiftliğime geleceksiniz. Orada bir büyük demir fabrikası yapılacak ve siz onun müdürü olacaksınız” dedi.

György János düşünmek için bir iki gün izin istedi ise de Atatürk’ün cevabı kısa ve kesindi:

___ “Hayır! Şimdi bu saniyede söyleyiniz. Ben yarın artık Ankara’ya dönüyorum.”

O yıllarda onlara verilen cazip maaşlar genç çiftin sözleşmeyi 5 yıl daha uzatmasına neden olur. Kısa bir süre sonra György János Ankara'ya taşınır. Böylece Klara için hayatının en güzel yıllarını geçireceği ve “bir masal” olarak nitelediği Gazi Orman Çiftliğinde geçecek yıllar başlar.

Atatürk çiftliğin işleyişini görmek için sık sık ziyaret eder. Genellikle hafta sonları dinlenmek için de çiftliği seçiyordu. Bu ziyaretleri sırasında Klara birçok kez Atatürk’ü görür. Çocukları çok sevdiği için birkaç kez onların evine de misafir olur.

Klara Devai Atatürk’le karşılaşmasını şöyle anlatmıştır:

“Ansızın bir haber geldi. Anneme dediler ki: “Bayan Elizabeth, Atatürk geliyor.” Atatürk böyle yaşadı protokolü sevmedi. Bizde “Macar dansı” adlı parçayı dinledi. Bu arada babam keman, annem cimbalom (cibal) çaldı. Atatürk çok beğendi. Beni kucağına aldı. O’nun kucağında müziği dinledim.

Henüz okula gitmediğim zamanlardı. Bana adımı sordu.

___ “Klara” dedim.
Atatürk düşünmeye başladı.
___ ‘Klara, Klara!...”
Kendisi Fransızca bildiği için bana şöyle dedi:
___ “Tamam, sen Kler’sin (Claire) . Kler, Türkçe ne olabilir? “Açık, parlak!”
Ve bana şöyle dedi:
___ “Şimdi artık Klara yok! Sen benim şekerim Parlak’sın. Parlak !”
Her zaman bana böyle hitap etti:
___ “Bana bak Şekerim, Parlak!”



Çiftlik harika bir yerdi. Havuzlar, yüzme havuzları… Çok güzel gezinti yolları ve Atatürk’ün tepede bulunan güzel köşkü Hayatımda hiç unutmuyorum. Atatürk’ün köşkte beyaz piyanosu vardı. Okul çağına geldiğim zaman St. George Avusturya Kız Lisesi’ne gönderilmiştim.. O zaman piyano çalmayı öğrenmiştim. Tatillerde Ankara’ya geldiğim zaman işte o köşkte bu beyaz piyanoyu çalmama izin verildi. Ne zaman istersem. Tabi evde bekçiler ve ev hanımları vardı. Ve bir de harika bir gül bahçesi. O kadar güzel ve büyük güller vardı ki!

Atatürk bana şöyle dedi:
___ “Parlakcığım, Şekerim hangi gülü istersen sana onu kessinler!”

Bütün bunlar Klara Devai’nin çocuk kalbinde Atatürk sevgisinin yer etmesine neden olur. Klara Devai O’nu gördüğü zamanlar çocuk gözüyle dikkatini çeken en önemli özellikleri konusunda şöyle demektedir:


“Masmavi gözleri. O şimdi bile gözümün önünde, o güzel yüzünü ve güzel mavi gözlerini bugün bile görüyorum. Ayrıca her zaman çok şıktı.”

Klara Devai’nin unutamadığı bir gün daha vardır! 10 Kasım 1938..

Okul zamanı olduğu için İstanbul’da idi. Okuldaki öğretmenlerin heyecanından, koşuşturmasından sıra dışı bir şeyler olduğu anlaşılıyordu. “Ders yok” diyorlardı. Herkes tam boğaza karşı bulunan okulun geniş terasına toplandı. Öğrencilerin hepsi oraya çıktılar. Klara buradan siyah bayrakları gördü. Müdire hanım çocuklara “Cumhuriyetin en büyük devlet adamı Atatürk’ün öldüğünü ve bugünün onlar için çok zor olduğunu” söyledi. Hiçbir çocuğun sesi çıkmadı. Küçük Klara çok üzüldü. “Çocukluğunun en güzel günlerini paylaştığı Atatürk’ün” nereye gittiğini, okulun terasından adım adım takip etti. Ve Atatürk’ü bu son yolculuğuna binlerce insanla beraber uğurladı.

Yıllar geçti..

Atatürk’ün geleceğin büyükleri olarak gördüğü çocuklara verdiği önem, onlara gösterdiği sevgi ve en önemlisi birey olarak onlara gösterdiği saygı, bunu bizzat yaşayan bir Macar çocuğun kalbinde silinmez izler bırakarak büyüdüğünde, Türk ve Türkiye dostu olarak kalmasını ve Türkiye dendiği zaman “benim Türkiyem” , Atatürk dendiği zaman “benim Atatürk’üm” diyecek kadar benimsemesini ve Türkiye ile Macaristan arasında barış elçilerinden biri olmasını sağladı. Atatürk ve Gazi Orman Çiftliği bir çocuğun anılarında hayal meyal hatırlanan sıradan çocukluk anıları değil, “unutulmaz mavi gözlerin” etrafında bütün canlılığıyla yaşayan anılar olarak kaldı.

Yıllar sonra Klara Devai’nin, Atatürk hakkındaki yorumu şöyledir:

“İmzalanmış bir barış antlaşmasını değiştirmek! Bunu dünyada en büyük bir devlet adamı Atatürk yaptı. Lozan Antlaşması ile Sevr Antlaşmasını sildi. Ve Anadolu’nun 775.000 km²’si kurtarıldı. Bu dünyanın en büyük olayı. Biz Macarlar aynı senelerde cezalandırıldık. Bizim Atatürk gibi bir generalimiz, politikacımız, kahramanımız olmadığı için o zamanlar Trianon Antlaşmasını imzaladık, Fransa’da. Atatürk’ün ne büyük insan olduğu inanılmaz! Çünkü bunu kimse yapmadı.”

Değerli Atatürk sever arkadaşlar işte biz Atatürk'ü böyle sevdik ve böyle sevdireceğiz.
Hüseyin Rahmi Özgenel

Yorumlar

Popüler Yayınlar