Şerefine Gazi Yusuf Çavuş

Mustafa Kemal Atatürk bir tarihte Eskişehir'i ziyaretinde;yakın köylerde gezinti yapmaktadır. Asırlık çınarların gölgesinde bir kahve görüp arabasını durdurur.
Salik Bozok'a döner:
Bu çınarları hatırlıyorum der; Zaferden sonra bir ara yolum düşmüştü!..
Eski hatıraları bir an tekrar yaşatmak için; arabadan inip, büyük bir tevazzuuyla köy kahvesinin ahşap iskemlesine oturur.

Biraz sonra kahveci ona, köyünün yegane ikramı olan ayranı temiz bardaklar içinde getirince "Gazi" çok memnun olur. Yaşlı kahveciye sorar.
- Adın ne?
- Yusuf
- Buralarda geçmiş harbi hatırlar mısın?
- Nasıl hatırlamam paşam?... Maiyetinde çavuştum!...
- Maiyetimde mi...
- Bütün kuvvetlerin baş kumandanı değil miydin, Paşam...
Büyük kurtarıcı zeki köylüyü taktir etmiştir.
- Aferin; Gazi Yusuf çavuş!... deyince eski çavuş el buğular;
- Estağfurullah, Paşam!... Gazi sizsiniz!...
-Rütbe başka... Fakat harpten dönmüş iki asker olma sıfatıyla ikimiz de "Gazi"yiz!...
Ve tepside duran ayran bardaklarından birini bizzat çavuşa vermek lütfunu göstererek,ilave eder:
- Şerefine Gazi Yusuf Çavuş!...
- Şerefte daim ol Paşam!...
Gazi elini cebine atar,Salih Bozok durumu anlar ve hemen cebinden para çıkartınca,Gazi işaret eder
Dur der!..
Ağlamaktan ayranı içemeyen kahveciye,o zamanın çok parası olan bir yüzlük verip gülümser:
- Allahaısmarladık,silah arkadaşım!...
Hüseyin Rahmi Özgenel

Yorumlar

Popüler Yayınlar