Türkiye Ortadoğu’da güçlü bir ülkedir



Türkiye'yi Ortadoğu'da güçlü görmek istemeyen devletlerin bu amaçla başvurdukları en güçlü silahlar, etnik ve mezhepsel ayrımcılık olmuştur.
Türkiye’de irtica konusu da apayrı bir inceleme konusudur ve konuyla ilgili alt yapısı olanların ilgi alanına girer.
Ben konu ile ilgili gözlemlerimi aktaracağım.
Türkiye’yi Ortadoğu’daki kavganın içine çekmek isteyen dinci örgütlerin varlığı bilinmektedir. Ancak, sokaktaki vatandaş tarafından bilinmeyen ya da önemsenmeyen, bu dinci örgütlerin uzun vadeli amaçlarının Türkiye’nin ulusal varlığına son vermek olduğudur.
Türkiye, laikliği benimseyerek çağdaşlaşma yolunda atılımlar yapmış, halkının çoğunluğu Müslüman olan örnek bir ülkedir. Bu durum, İslam dinini sömürerek halk kitleleri üzerinde egemenliğini sürdüren Molla düzenini yönetenlerin hiç istemediği bir durumdur. Onlar için yapılacak tek şey, bu modelin ortadan kaldırılmasıdır.
Ortadoğu ve islam araştırmalarımda çarpıcı bir deyime rastlayınca bu makaleyi yazma gereği duydum. Nedir bu deyim? “Sınırsız İslam”
“Sınırsız İslam” bana göre Türkiye’nin ulusal varlığına karşı tehdidin ne olduğunu gösteren bu deyim ne zaman nerede gündeme geldi diye kısaca bakalım:
Bu slogan, ilk kez, 6 Eylül 1980 günü Konya’da yapılan “Kudüs’ü Kurtarma Mitingi” nde ortaya çıktı.
İsrail hükümeti, 23 Temmuz 1980’de Kudüs’ü İsrail’in ebedi başkenti olarak ilan edince ve bu söz konusu karar 30 Temmuz 1980 günü İsrail Parlamentosu’nda onaylanınca, Türkiye buna tepki olarak 28 Ağustos 1980’de Kudüs’teki Başkonsolosluğu kapatıp İsrail ile ilişkilerini maslahatgüzarlık seviyesine indirmişti. Ancak muhafazakar çevrelerin söz konusu karar dolayısıyla İsrail’e tepkisi bununla sınırlı kalmamış, dönemin Milli Selamet Partisi Genel Merkezi, 6 Eylül 1980’de Konya’da bir “Kudüs’ü Kurtarma Mitingi” düzenlemişti.
Mitinge, Konya ve çevre illerden gelen yaklaşık 100 bin kişi katıldı. Büyük çoğunluğu sarık, cübbe ve şalvar giyen bu kalabalık içinde yer alan bazı kimseler çevredeki binalara yeşil renkli boyalarla slogan yazdılar; İstiklal Marşı’nı bile protesto ettiler.
O tarihte ki gazete arşivlerini taradığımda,
7 Eylül 1980 tarihli Milliyet Gazetesi’nde, o gün Konya’da yaşananlar şöyle anlatılmıştı:
“Başlarında yeşil ve beyaz takke ile sarık, üzerlerinde çeşitli renklerde cüppeler bulunan görevliler tarafından yönlendirilen topluluk, yol boyunca ana slogan olarak ‘Şeriat gelecek, vahşet bitecek’ diye bağırmıştır….Topluluk şu sloganları söylemiştir: ‘Hakimiyet Allah’ındır’, ‘Ya şeriat, ya şahadet’, ‘ Anayasa Kuran’, ‘ Laiklik dinsizliktir’, ‘ Tağulaf deccaliyet rejimine hayır’, ‘ Allah’ın hükümleriyle hükümet’, ‘ Sınıfsız sınırsız İslâm devleti istiyoruz’, ‘Cihada hazırız.’
Yukarıda ki alıntıyı aynen aktardım.
Mitingde ortaya atılan “Sınırsız İslam Devleti” sloganı üzerinde düşünmekte fayda var. Bu ifadeyle, bağımsız, ulusal Türkiye Devleti haritadan silinmek, tarih sahnesinden kaldırılmak mı isteniyor? Böylelikle, laik, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti devleti, “Sınırsız İslam Devleti” içinde erimiş mi olacak?
“İslam Ümmeti” kavramı içinde “Millet” kavramı eritilerek Türk’ün varlığına son verilmek isteniyor!..
Dikkat edin ve düşünün!
Her konuda dini ön plana çıkaranların hangi amaca hizmet ettiklerini de asla unutmayın!..
Laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetini, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, gözümüz gibi koruyup kollamalıyız.
ATATÜRK’ün şu sözlerini asla unutmayın ve her gün tekrarlayın!
“Din ve mezhep herkesin vicdanına kalmış bir iştir”, “Din ve mezhep hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz”, “ Softa sınıfının din simsarlığına izin verilmemelidir.”
Hüseyin R.Özgenel

Yorumlar

Popüler Yayınlar